Hipotezlerini test etmek için bilim insanları hidrojeli hassas bir teraziye yerleştirdiler ve çeşitli parametrelerde ışıkla ışınlamaya başlayarak numunenin kütlesindeki değişiklikleri kaydettiler. Tüm düzenek dikkatle korunmuş ve ışık kaynağı hidrojele termal enerji aktarmayacak şekilde ayarlanmıştı. Suyun gerçekten de sadece ışığın etkisi altında buharlaştığı ve en büyük etkinin yeşil ışıkla ışınlandığında görüldüğü ortaya çıktı.
Tamamen karanlıkta hidrojele ısı uygulandığında, buharlaşması ışıkla ışınlandığından çok daha yavaş oldu. Bilimin sıvıların buharlaşmasını yanlış anladığı ortaya çıktı, çünkü daha önce sadece ısının etkisi dikkate alınırken, çoğu durumda ışığın da etkisi vardır. Bilim insanları, ışık fotonlarının su molekül gruplarını “ayırabildiğini” ve onlara buhara dönüşmeleri için enerji verebildiğini öne sürüyor, ancak bu hala sadece bir teori.
Fotomoleküler etki şimdiye kadar sadece laboratuvar koşullarında gözlemlenmiştir, ancak doğada var olduğu göz ardı edilemez. Bu durumda, ışığın okyanuslardaki suyun buharlaşması üzerindeki etkisini hesaba katmak için birçok iklim modelinin revize edilmesi gerekecektir. Buna paralel olarak, yeni buharlaştırıcı ve tuzdan arındırma üniteleri tasarımları geliştirilebilir.
